Bartın 1 Şubesi

Öğretmen örselenmemeli, önemsenmeli

Eğitim-Bir-Sen Bartın Şube Başkanı Muhammet AKÇA, öğretmen yetiştirmedeki yanlış politikalar, istihdam sürecindeki zorluklar ve haksızlıklar, öğretmen açığı, sözleşmeli öğretmenlik sorunu, Alo 147 garabeti, istihdamda güçlük çekilen bölgelerdeki mahrumiyetler, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, eğitimin öznesi öğretmenlerin şiddetin nesnesi hâline getirilmesi gibi olumsuzlukların ve devam eden sorunların, eğitimin niteliğinin artırılmasına engel teşkil ettiğini, öğretmenlik mesleğinin saygınlığına gölge düşürdüğünü ifade ederek, “Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ayrıca, eğitim çalışanlarını her türlü şiddetten koruyacak, şiddet uygulayanlara gereken cezanın verilmesini sağlayacak yasal bir düzenlemenin çıkarılması talebiyle bir aylık imza kampanyası başlatacağız” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Bartın Şubesi, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozacak, saygınlığını zedeleyecek performans değerlendirme sistemi taslağına ilişkin itirazlarını haykırmak; iş barışına halel getiren, vicdanları yaralayan, adalet duygusunu örseleyen mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasına yönelik eleştirilerini dile getirmek; bazısı ölümle sonuçlanan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı.

Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan eylemde konuşan Şube Başkanı Muhammet AKÇA, Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda “pilot illerde uygulaması denenmeye başlanılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans değerlendirmesi uygulamasına son verilmesi” konusu üzerinde çalışma yapılması imza altında alınmasına rağmen böyle bir taslağın hazırlanmasının, söz konusu çalışmanın yapılmadığını, Bakanlığın, attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini gösterdiğini söyledi.

“Taslak bir bütün olarak incelendiğinde, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısının olmayacağı, aksine kurumsal bütünlüğü, mesleki motivasyonu, çalışma barışını ve iş birliğini zedeleyeceği, öğretmeni mesleğine odaklanmak yerine performans puanını yükseltme ve yazılı sınava hazırlanma eksenli bir çalışma hayatına yönlendireceği görülmektedir” diyen AKÇA, şöyle devam etti: “Performansı ölçmek iddiasıyla öğretmenleri ayrıştıracak, kurumsal bütünlüğü, mesleki dayanışmayı, iş birliği içinde çalışma güdüsünü zedeleyecek bir uygulamanın eğitimin var olan niteliğine de bir darbe vuracağı hesaba katılmalıdır. Öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamaması ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi, alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun varken, bunlara yenilerini ekleyecek, çalışma barışını bozacak uygulamalarda ısrar etmek, yönetilmesi zor süreçlere yol açacaktır.”

Performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni dayanağı yoktur

Hayata geçirilmek istenen performans değerlendirmesinin hukuki ve kanuni bir dayanağının bulunmadığını kaydeden AKÇA, “Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır” şeklinde konuştu.

Performans değerlendirmesi uygulanabilir bir politika aracı değildir

AKÇA, uzun erimli bir süreç olan eğitimin kısa vadeli nicel sonuçlarının yanında uzun vadeli nitel sonuçlarının da olduğunu dile getirerek, “Sonuçları hemen alınamayan bir süreçte, anlık veya kısa vadeli performans ölçümünün mümkün olmadığı görülmektedir. Öğretmenlerin meslekleriyle ilgili konulara ve karar alma süreçlerine dâhil edilmediği, öğretim sürecinde kullanacakları içerik, yöntem ve materyalleri seçme ve okul yönetimiyle ilgili kararlara katılma haklarının olmadığı bir süreçte salt öğretmenlerin performansını ölçmeye kalkmak, performansa olumsuz etki edecek hiçbir haricî faktörün dikkate alınmaması nedeniyle, eğitimin niteliğinin artırılmasını sağlayacak sağlıklı ve işlevsel sonuçlar üretmeyecektir. Elde edilecek tek sonuç, taslakta yer alan amacın aksine, öğretmenlik mesleğini yüksek performans puanı almaya ve yazılı sınavlarda başarılı olmaya indirgemek zorunda bırakılan bir öğretmen kitlesi meydana getirmek olacaktır” ifadelerini kullandı.