Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN,yeni anayasanın insan onuruyla başlayıp sosyal devletle devam etmesi gerektiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM) tarafından organize edilen Yeni Anayasa ve Çalışma Hayatında Sendikal Haklar Konferansı yoğun katılımla yapıldı. ÇASGEM Başkanı İsmail Akbıyık'ın açılış konuşmasıyla başlayan konferansın moderatörlüğünü SDE Koordinatörü Murat Yılmaz gerçekleştirdi. Konferansta Genel Başkan Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin birer sunum yaptı.
Konferansta konuşan Ali Yalçın, “Yeni Anayasa, çalışma hakkını, yine çalışma hakkına bağlı olarak örgütlenme, sendikal haklar, dinlenme hakkı, izin hakkı, ücret hakkı, emeklilik hakkı, işe erişim hakkı, iş sağlığı ve güvenliği hakkı ve sosyal güvenlik hakkı gibi sosyal, mali ve özlük hakları teminat altına almalıdır. Yeni Anayasa insan onuruyla başlamalı, sosyal devletle devam etmelidir. Yeni Anayasa Kamu Görevlilerine esnetilemez ve deforme edilemez iş güvencesini teminat altına almalıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin hedeflerine ulaşması yeni anayasa ile mümkün
Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için Yeni sivil bir Anayasa’nın hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulmasına, dünya ölçeğinde güçlü bir oyun kurucu olunmasına zemin oluşturacak Yeni Anayasa’nın yapım ve yazım sürecinde 7’den 77’ye herkes sorumluluk almalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak Yeni Anayasa metninin nasıl olacağıyla ilgili kafa yormalı, çözümler bulmalı, eleştiri ve itirazlarımızı ortaya koymalı ve sürecin başarıyla tamamlanması için katkı sağlamalıyız. 78 milyon olarak Yeni Anayasa sürecine dahil olmalıyız, hiçbir kimseyi bu sürecin dışına itmemeliyiz. Türkiye’nin çocukları, gençleri, kadınları, engellileri, yaşlıları; çalışanları, işçileri, memurları, emeklileri; çiftçileri, esnafları, sanat ve bilim insanları; yazarları, şairleri, işverenleri, fikir üretenleri olarak; gerek özel sorunları, gerekse ülkenin genel sorunlarıyla ilgili Yeni Anayasa’da yer almasını istedikleri görüş ve önerilerini TBMM’ye ulaştırmalıdır” dedi.
Memur-Sen yeni anayasa sürecinde sahada
Memur-Sen ve Hak-İş’in Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde aktif görev aldığının altını çizen Yalçın, “Hem geçmişte hem de bugün Yeni Anayasa ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi rapor veya madde madde yazılmış anayasa taslağı olarak ilgili makamlarla paylaştık, paylaşıyoruz. Ayrıca Memur-Sen ve Hak-İş’in öncülük ettiği 16 kuruluşun yürütme kurulunu oluşturduğu ve 350’den fazla kuruluşun destek verdiği Türkiye Anayasa Platformu’nu kurduk. İlk etkinliğimizi Cumhurbaşkanımızın katılımıyla gerçekleştirdik. ‘Hep Birlikte Yeni Anayasa’ mottosuyla başlattığımız Yeni Anayasa yapım ve yazım sürecini; ‘Millet Yeni Anayasa İstiyor’ talebini seslendirmek, ‘Yeni Anayasayı Millet Yapıyor’ sürecini Anadolu’ya taşımak için bölge toplantılarıyla sahaya iniyoruz. İnşallah Yeni Anayasa yapım ve yazım süreci tamamlanıncaya kadar sahada kalacağız” diye konuştu
Yeni anayasa yapma kararlığını sürdürmeli
2011 seçimlerinden sonra kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun 60 madde üzerinde uzlaştığını hatırlatan Yalçın, “1 Kasım seçimlerinden sonra yeniden çalışmaya başlayan ancak önyargı ve ön koşullar nedeniyle çalışmalarına ara vererek dağılma noktasına gelen Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplanmalı ve Yeni Anayasa yapma kararlığını sürdürmelidir. Aksi takdirde masadan kaçanlara, uzlaşmazlık tutumunu sürdürenlere millet gerekli hesabı her zaman olduğu gibi sandıkta soracaktır” şeklinde konuştu.
Cunta anayasası yürürlükten kalkmalı
Geçmişte yaşanan kötü hadiselerin bir daha olmaması için Yeni Anayasa’nın gerekli olduğunu ifade eden Yalçın, şu şekilde konuştu: “Milli İrade’yi yok sayan Milli Şef ve Tek Parti dönemlerini, devrim adı altında milletin değerlerine savaş açıldığını, millet ile devleti barıştıran devlet adamlarının idam sehpasına çıkarıldığını hatırlıyoruz. 61 Anayasası’yla vesayet kurumlarına anayasal zırh sağlandığına, 71 Muhtırası’yla kamu görevlilerinin örgütlenme hakkının yok edildiğine, 114 Tur’da Cumhurbaşkanı seçemeyen TBMM’yi, 12 Eylül darbecilerinin, 16 yaşındaki çocukların yaşını büyüterek astığına, Kaynaklarımızı heba eden koalisyon süreçlerine, Millete had bildirmeye yeltenen hadsizlerin 28 Şubat post-modern darbesine, Siyasi istikrarsızlığın ekonomik faturasına, Artçı darbe girişimlerine, 27 Nisan e–muhtırasını hükümsüz kılanlara şahit olduk. 367 garabetiyle hizaya getirmek isteyenleri, 28 Şubat’ın paşalarını, Gezi’nin, 6-8 Ekim’in, 17-25 Aralık’ın maşalarını hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. Cunta Anayasası’ndan ve oluşturduğu militer zeminde varolan darbe mevzuatından kurtulmanın tam zamanıdır. Bu olaylar 140 yıllık anayasacılık tecrübemizin çok başarılı olmadığını göstermektedir. 21 defa değişmesine rağmen 82 Anayasası Türkiye’nin gelecek vizyonunu oluşturacak zemin oluşmasına fırsat vermemektedir. Dolayısıyla; Derin devletin millet iradesini kamulaştırma belgesi 82 Anayasası’ndan, Ruhunda vesayet, hükümlerinden derin devlete esaret olan darbe anayasasından, İçinde millete ve millet iradesine dair zerre bulunmayan kutsal devlet anayasasından kurtulmalıyız. Milletin ve temsilcilerinin değil, cuntacıların ve atadıklarının eseri militer anayasadan, Vesayeti kurumsallaştırma, egemenliği parçalara ayırma aparatı anayasadan, Darbeyi kutsayan, darbecileri koruyan, vesayete kale olan ferman anayasasından kurtulmanın tam zamanıdır.”