YÖK Kanunu’nun, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, üniversiteleri zapturapt altına almayı, üniversiteleri adeta birer askeri kışla haline getirmeyi, akademisyen ve idarecileri ideolojik baskı altında tutmayı amaçlayan bir kanun olduğunu hatırlatan Yalçın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “YÖK Kanunu’na egemen olan yaklaşım, aşırı merkeziyetçi, tek tipçi, hâkim ideolojiye bağlı gençler yetiştirilmesini öngören bir yaklaşımdır. Oysa bu yaklaşım, üniversitenin doğasının gerektirdiği özgür düşünce ve ifade ortamının inşa edilmesiyle taban tabana zıt bir yaklaşımdır. Giderek ülkelerin birbiriyle daha fazla entegre olduğu, yenilikçilik ve üretimin öne çıktığı, rekabetin kızıştığı modern dünyada böyle bir yaklaşımın yeri yoktur. Taraflı tarafsız toplumun her kesimi, Cumhuriyetin 100. yılında dünyanın en büyük on ekonomisi ve 2023 vizyonuna ulaşmaya imkân verecek olan özgür üniversitelerin oluşabilmesi için yeni YÖK Kanunu’nun ivedilikle çıkarılmasına katkı vermelidir. Bu şekilde, özel olarak üniversite çalışanlarının genel olarak da demokratik ve sivil kesimlerin uzun yıllardır beklediği talepler karşılanmış olacaktır. Üniversitelerin bilimle buluşmasına, özgür düşünceyle tanışmasına, özerk bir şekilde, bilgi ve teknoloji üretmesine, medeniyetimizin öz değerleriyle kucaklaşıp evrensel ilke ve doğrular ışığında yeniden yapılanmasına katkı sunmayı, sadece sendikal bir misyon olarak görmüyor, medeniyet davamızın, medeniyetimizi yeniden inşa ve ihya etme mücadelemizin zirve noktalarından biri olarak da değerlendiriyoruz. Bu itibarla bireyi ve özgür düşünceyi temel alan, bireye başarılı bir yaşam için gerekli eğitimi onun karakter ve zihin yapısına en uygun şekilde verecek, toplumun kullanımına sunulmuş bilimsel bilgi üreten ve geliştiren bir yükseköğretim sisteminin teşkilinin yanında üniversite çalışanlarının iş güvencesine sahip çıkan, çalışanları ortak bir amaca yönelen ortaklar olarak görerek herkese hakkını teslim eden, paylaşımcı ve katılımcı bir üniversite yönetimi öngören bir YÖK Kanunu için çabalarımız, dün olduğu gibi, bugün de devam edecektir.”